Balık anatomisi ve akvaryum tarihçesi

19-12-2018 13:29
Balık anatomisi ve akvaryum tarihçesi
Merhaba, ben Yiğit Yağmur. 19 yıldır akvaryum hobisiyle ilgilenmekteyim . Bu yazımda sizlere akvaryum tarihinden ve birazda balık anatomisinden bahsetmek istiyorum .
Balıklara olan ilgi , resim ve bezeme alanlarında iki önemli gelişme göstermiştir. 
Balık besiciliği ise canlı , hazır besini elde bulundurmaya , bu tür besin stoğunu havuzlardan ve su birikintilerinden sağlamaya yönelik olmuştur.
İlk akvaryumu Mısır'lıların, bezeme amacıyla kullandıkları , camdan yapılmış tanklarda balık besleme olarak görüyoruz. Ama , süs balıkçılığının Uzak Doğu'dan kaynaklandığına dair pek çok kanıt mevcuttur. Çin'de ilk kez seçkin renkli balıkların yetiştirildiği , Altın balıklarının Sung hanedanı zamanında (970-1278) üretildiği bilinmektedir . Onaltıncı yüzyılda , cam kaselerde süslü balık üretim modası Avrupa'ya yayılmıştır . Ondokuzuncu yüzyılda halka açık akvaryumların kurulduğunu , yine aynı yüzyılda da Amerika Birleşik Devletler'inde tropikal akvaryum sergileyen bir ''akvaryum derneğinin'' kurulduğuna tanık olmaktayız . Günümüzün standartlarına göre , ilk akvaryumu ''Heath Robinson'' gösteriye , kurumsal olarak sunmuştu .
O zamanın akvaryumları , gaz lambalarıyla alttan ısıtılırdı , idamesi kolay değildi ve bakımı zordu. 19.yüzyılda elektriğin keşfi üzerine ısıtma ve ısının sağlıklı kontrolü nisbeten kolaylaşmıştı. Giderek büyük ilgi toplayan akvaryumlar , hızla gelişti 1930'lu yıllarda İngiltere'de Avrupa'da 
akvaryum dernekleri çoğalmaya başladı ; 1940'lardaysa ilk ''gösteri'' balıkçılığı  düzenlenmiş oldu ve süs balıkları yarışması büyük bir ilgi topladı.
Akvaryumlarda bakılmaya başlanan bu balıklar bizim gibi , omurgalıdırlar ve bizler gibi kapleri , beyinleri , böbrekleri ,ciğerleri , yemek boruları, bağırsakları , cinsel organları olsada başka bakımlardan bizlerden  tamamiyle farklı hayvanlardır . 
Su ortamına uygun yaratıklardır ; yüzgeçleriyle su içerisinde yüzer ve dengede durabilirler ; solungaçlarıyla oksijeni süzerek soluyabilirler . 
Vücut ısıları içinde bulundukları ortama göredir ve soğuk kanlıdırlar . Sıcak kanlı olan bizler gibi vücut ısılarını belirli bir derecede tutamazlar .
Biz yardımla da olsa onların ortamlarında yaşayabilirken , onlar bizim ortamımıza ayak uyduramazlar . Balıklar çok farklı ortamlarda yaşadıklarından ,bunların vücut yapıları yaşadıkları ortamlara uyar . Balık biçimlerine bakarak onların yaşam tarzlarını söyleyebilme olanağı vardır ; nerede bulunduğu , nasıl beslendiği , nasıl yüzdüğü söylenebilir . Balıkların ağız yapısı onun beslenmesi hakkında fikir verebilir . Balıkları beslenme tarzı itibariyle üç sınıfa ayırmak gerekir  : 
Üstte yüzen balıklar düz bir vücut yapısına sahiptirler , yukarı doğrulmuş kepçe biçiminde ağız yapıları vardır ; böylece yüzen böcek ve diğer ufak cisimleri yakalarlar .
Suyun orta tabakasında yüzen balıkların ağız yapısı hemen tepede , burunlarına yakındır ; yemlerini düşerken yakalayabilirler . 
Suyun alt tabakasında yaşayan balıkların ağızları alt kısımda yer alır  .
Akvaryum balıkları derisi iki tabakadan oluşur . İnce dış deri tabakası epidermis adını alırken , alttaki ikinci tabaka daha kalındır ve dermis adını alır . 
Balıkların vücudu genellikle pullu bir kalıp içindedir . Deri üzerinde gelişen pullar canlının hareketini kolaylaştırırken , bedeninin zedelenmemesini sağlar .
Pullar üzerindeki sıvı örtüsü parazitlere karşı güvence olur  , kayganlığı da güçlendirir . 

Akvaryum balıkları, tuzlu ve tatlı sularda yaşayan çeşitli balık türlerinden oluşur. Bu balıklar, doğal yaşam alanlarından akvaryumlara getirilerek beslenir ve görünümleriyle akvaryum hobisiyle uğraşanlar tarafından sıklıkla tercih edilir. Balıkları akvaryumlarda beslerken, türlerine göre bakım ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak ve uygun yaşam koşullarını sağlamak önemlidir. Bu, hem balıkların sağlığını korur hem de akvaryumun estetik görünümünü artırır.
 
Sağlıklı günler dilerim.
 
Yazar : Yiğit Yağmur ( Akvarist - Editör )
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.