Yavru Kedi Bakım Deneyimi
KEDİYLE YAŞAMAK (2.Bölüm)
ALIŞMA:
Artık evimizde biri bembeyaz diğeri simsiyah iki Ankara kedisi vardı. Evin yeni bireylerinin bize bizim de onlara alışma sürecimiz başlamıştı.
Bu konuda önceden bir deneyimimiz olmadığı için çevremizdeki kedili arkadaşlardan, bu vesile ile arkadaş olduğumuz veteriner hekimlerden ve Evcilal çalışanlarından destek aldık. Gereken malzemeler ile ilgili bir sıkıntı zaten yoktu. Bunları istediğimiz zaman Evcilal Pet Shop’tan temin edebiliyorduk.
Önceleri biraz zorlandığımız konu yavruların beslenmesiydi. Çünkü az az yedikleri için sık sık beslenmeye ihtiyaç duyuyorlardı. Onlara verdiğimiz mamayı günlük olarak hazırlayıp buzdolabında muhafaza ediyor, gerektiği kadarını ısıtıp biberonla içiriyorduk.
Yavrular çok küçük olduğu ve gözleri henüz açılmadığı için büyük bir alana ihtiyaç duymuyorlardı. Bir fotokopi kağıdı kutusu onlar için yeterliydi. Kutu tabanında elektrikli fincan ısıtıcısı ve üzerinde hasta yatak örtüsü koymuştuk. Böyleye hem sıcak hem kuru kalıyorlardı.
Her canlının yavrusu sıcağa ihtiyaç duyar. Normalde annesinin sıcaklığı ona yeterlidir. Ancak öksüz yavrularda en önemli husus vücut sıcaklığının korunmasıdır. Bu belki de beslenmeden bile önceliklidir. Bu nedenli mutlaka harici bir ısı kaynağı ile desteklenmelidirler. Eğer evde kalorifer, soba gibi sürekli bir ısı kaynağı varsa yavruları bunlara uygun mesafede tutmak yeterli olacaktır. Eğer yoksa küçük bir elektrikli ısıtıcı veya soğudukça yenilenecek bir ısı torbası şarttır.
İlk birkaç hafta saati 2 saatte bir ayarlayıp karınlarını doyurarak başladık. Sonraları bu süre 3.. 4.. diye seyrelerek devam etti. Gün içinde de kutularının içinde ve beslenme malzemeleri yanımızda olacak şekilde bizimle geziyorlardı. Saati geldiğinde uygun bir yerde veya işyerinde veya misafirlikte kısacası o an neredeysek orada onlarla ilgileniyorduk.
Nihayetinde kendi başlarına karınlarını doyurmaya yani tabaktan yalamaya başladılar. Ancak bunun için dengeli ve dökülmeyen aynı zamanda kolay temizlenip kir tutmayan kaplara ihtiyaç oldu. Çünkü bizler için üretilmiş kap kacak onlara hiç uygun değildi.
Öte yandan artık kedisel içgüdüleriyle bir yerleri eşeleyiptuvalet ihtiyaçlarını gidermek de istiyorlardı. Hem uzayan tırnaklarını törpülemek hem de egzersiz olarak bir şeyleri tırmalamaya çalışıyorlardı. Bu işler için de sağlıklı ve çevre dostu malzemelere ihtiyacımız olacaktı.
Bu aşamada da Evcilal Mağazası bizimleydi. Mamadan kaplara, kumdan temizlik malzemelerine kadar ihtiyacımız olan her ne varsa kolayca temin etmiştik.
Kedişlerin de artık "gözü açılmış” bundan sonra yaşayacakları yeni evlerini keşfetmeye başlamışlardı. Sürekli bir yerlere girip çıkıyorlar, köşe bucak her noktayı tanımak istiyorlardı.
İşte bu sıralar yeni bir şeyi farkına varmışlardı: Buzdolabı.. Her acıkıp kutularını tırmalamaya başladıklarında mamanın buzdolabından çıktığını öğrenmişlerdi. İki kardeş ne zaman ortalıktan kaybolsa onları buzdolabının önünde oturmuş dolaba bakarken buluyorduk. Karınları acıktığında oturup buzdolabını seyrediyorlardı.
Artık kutuya da konulmak istemiyorlardı. Mevsim henüz çıplak betonda dolaşmalarına uygun değildi. Zaten anne bakımından ve sütünden mahrum büyüdükleri için bağışıklık sistemleri zayıftı. Kolayca hastalanabilirlerdi. Bu yüzden evin uygun bir köşesine onlar için bir alan oluşturduk. Yere sıcak tutacak yalıtımlı bir örtü serip ihtiyaçları olan eşyaları oraya yerleştirdik.
Bu arada içlerindeki oyuncu ruh da harekete geçmişti. Sürekli bir yerleri karıştırıp oynayacak şeyler buluyorlardı. Erişebilecekleri yerdeki dolap ve çekmeceleri açık görürlerse hemen karıştırmaya başlıyorlardı.
Artık gün içinde bizimle gelmelerine gerek kalmamışlardı. Birbirleriyle ve aldığımız kedi oyuncaklarıyla oynayıp, yorulunca yataklarında uyuyup, gerektiğinde ihtiyaçlarını giderip kendi kendilerine yeter olmuşlardı.
Sadece sağlık kontrolleri ve yapılması gerekli işler olduğunda evden çıkıyorlardı. O zaman da üşümemeleri için Evcilal’dan aldığımıztaşıma çantalarında, yanlarında sıcak su torbası olacak şekilde yolculuk yapıyorlardı.
Günler geçiyor, biz onlara,Tırmık ve Köfte de yeni evlerine ve insanlarına alışıyorlardı.